top of page

Son Zamanlarda Olan Gelişmeler Üzerine

 

Sosyal medya kullanmaya ara verdim ve bir süre daha kullanmayacağım.  Fakat gazeteci Ahmet Dönmez'in yazılarını düzenli olarak takip ettim ve ediyorum da.  Elifnur’a da önemli gördüğü gelişmeleri bana haber vermesini rica etmiştim.  Velhasıl, gazeteci Dönmez'in son zamanlardaki yazılarından ve muhatabı olan veya olmayan insanların yazılı ve sözlü yorumlarından haberim var.  İnsanların ne yazdığı veya ne yazmadığı, ne söylediği veya söylemediği üzerinde durmayacağım.  Bu yazıda üzerinde durmak istediğim konu bütün bu olanların ne manâya geldiği ve ileride ne gibi sonuçlar doğurabileceği. 

 

Birincisi, tebrikler.  Değişimin gerçekleşmesi için gerekli olan şiddet içermeyen optimal gerginlik ortamını yavaş yavaş oluşturmaya başlamışsınız.  Bu aşamada en çok dikkat edilmesi gereken şeylerden bir tanesi kendi etik kurallarınızı çiğnemeden, karşınızdakine benzemeden ve sizi hor ve hakir gören muhataplarınızın seviyesine inmeden hak arayışına devam edebilmektir.  Sizinle mücadele edebilmek için sizi kendi kulvarlarına çekmeye çalışırlar.  Bunu yapabilmek için de sizi tahrik edici söz ve davranışlar içine girerler.  Bu tuzağa düşmekten ve polemiğe girmekten kaçınmak gerekiyor.  Çünkü siz onlar değilsiniz.  Zaten onlar gibi olmayı reddettiğiniz için onlarla aynı safta değilsiniz.  

 

Şunu da aklınızdan çıkarmayın; muhatap aldığınız kişiler cesur insanlar değiller.  Bu kişiler cesaretlerini, sizin haksızlıklara karşı olan suskunluğunuzdan alıyorlar.  Eğer siz haksızlıklara tolerans ve yaşam hakkı tanımazsanız bu oyunu bozmaya başlarsınız.  Demokratik ülkelerde yaşıyorsunuz.  Buralarda öyle kasımpaşa ağası gibi konuşmalar, hâl ve tavırlar bir işe yaramaz. 

 

Kişisel saldırıların, itibarsızlaştırmaların, küçük düşürmelerin vs. bundan sonra artarak devam etmesi büyük bir ihtimâl.  Gazeteci Dönmez, zaten bu saldırılara maruz kalıyordu ama en son yazdıkları ile bunun dozajı biraz daha artırılmış.  Keske şaşırabilsek ama maalesef bunlar şaşılacak şeyler değil.  Bu noktadan sonra Hizmet’in içindeki statükocular daha belirgin bir hâl almaya başlayacak.  Cepheye ilk Ekrem Dumanlı sürülmüş.  Arkası da gelecek.  Zamanla saflar daha da belirginleşecek. 

 

İkincisi, Hizmet’in içinde artık göz ardı edilemeyecek sayıda haksızlıklara sesini yükselten insan var. Bu çok güzel bir gelişme.  Bu insanların sayılarının her geçen gün artacağından da hiç şüphem yok.  Şimdi sırada, “tavan” diye adlandırılan yönetimde.  Onların da artık bu yükselen seslere ve bireylerin adalet arayışlarına kayıtsız kalmamaları ve  dinlemeyi öğrenmeleri gerekiyor.  Dinlemek derken, dinlemiş olarak dinlemeyi değil, anlamak için dinlemeyi kastediyorum.  Umarım fazla vakit kaybetmeden bunu başarabilirler. 

 

Son olarak, daha önce dile getirdiğim gibi itibarsızlaştırmaların veya kişisel saldırıların artacağı aşikâr.  Şu anda, insanların birbirine her zamankinden çok daha fazla destek olması, sahip çıkması ve kenetlenmesi gereken bir zaman dilimine giriliyor.  Ekrem Dumanlıların sayısının artacağı gibi, Ahmet Dönmezlerin de sayısının artması gerekiyor.  Ve bu noktada gazeteci Dönmez gibi insanlara desteğin açıktan yapılması ve bunda ısrarla devam edilmesi gerekiyor.  Zaman artık birlik olma ve dayanışma zamanı.  Zaman birbirimize destek olma zamanı.  Ok yaydan çıktı değerli insanlar, bunun artık geri dönüşü yok. 

 

Gandhi’nin de dediği gibi: 

 

“Önce sizi görmezlikten gelirler, 

Sonra sizinle alay ederler, 

Sonra sizinle uğraşırlar, 

Ve sonra siz kazanırsınız.”


 

Not: İlgilenenlere, son zamanlarda yaşananlar ile ilgili istifade edebileceğinizi düşündüğüm bazı yazıların linklerini bırakıyorum.  Tekrar görüşmek üzere.  Esen kalın. 

 



 

Fatma Susan Tufan

fatmasusantufan@gmail.com

bottom of page