İŞLEYİŞ YÖNÜ İLE TARİKATLEŞEN CEMAATLER
Cemaatlerle Tarikatların işlerlik ve yöntemlerinde çok farklılık var lâkin günümüzde cemaatler yarı tarikatleşmiş gibi görünüyor yöntem ve işleyiş olarak. İstişareler var, fakat istişareler şeklen var oradaki etkin şahsiyetler ne derse o aksi söz söyleyen bir şekilde devre dışı bırakılıyor. Yanlışı gördükleri halde büyük yekun ses edemiyor, çünkü ses ederlerse çıkarları zedelenebilir. Veya tepeden birileri, birileri adına bir şeyleri, yapılacakları deklare ediyor sözde istişareye getiriliyor ama adı istişare emir tebliğinden başka bir şey değil çoğu zaman.
ELDE KALİTELİ MALZEME VAR, PARASAL KAYNAK VE İNSAN KAYNAĞI ALABİLDİĞİNE VAR AMA eldeki insanları eski yöntem ve sistemlerle yetiştirmeye çalışmak onları köreltip işlevsiz hale getirebiliyor. Kaliteli zekalar, eğitimli bireyler; ehil olmayan, istidatsız ellerde-yönetimlerde heba ediliyor… SORGULAMACI DEĞİL KÖR İTAATÇİ… YENİLİK TALEP ETMEYEN, YANLIŞ GÖRDÜĞÜNDE İKAZ ETMEYEN, GENİŞ YELPAZEDE OKUMAYAN CEMAAT İÇİ ÇIKMIŞ KİTAP VE DERGİLER OKUNSUN, İŞİNE BAKAN OPORTÜNİST TİPLER MENSUPLAR İSTİYORLAR... OLUŞTURDUKLARI RİTÜELLER ÇERÇEVESİNDE YUVARLANIP GİDİLSİN İSTİYORLAR..
Kendini yeniliklere adapte edemeyen, çağını idrak edemeyen yöneticiler, abiler, şeyhler, hocalar, âli Heyetler vb. yüzünden en kaliteli insanlar heba ediliyor, harcanıyor... Hizmet cemaatinde-hareketinde H.E.'nin yıllar yıldır sürekli kullandığı bir söz var ama uyulmayan ama dikkate alınmayan “ÇAĞIYLA HESAPLAŞMAK”... Yani çağını aşmak, her şeyde önde olacak nesiller yetiştirmek.
Bu yönetici kadrolarla, bulunduğumuz çağ ile hesaplaşmak çok zor. Çağını yakalayamamış bir yönetim kadrosu ile çağını aşan nesiller yetiştirilemez. Yarısı da çok konuşuyor düşünüyor sorguluyor diye telef edilir, küstürülür, baskılanır. Maalesef öyle de oldu yıllarca.
ÇAĞA UYGUN YÖNETİM SİSTEMİNİ DEĞİL 30-40 YILIN ESKİ SİSTEMİ ANLAYIŞI İLE DÜNYAYA AÇILMIŞ BİR CEMAATİ YÖNETEMEZSİNİZ.
YANİ DÜNYAYA AÇILMIŞ BİR CEMAAT/ CEMİYET Mİ OLUNACAK YOKSA İÇE KAPANMIŞ RİTÜELLERE, KÖR BİATÇILIĞA HAPSOLMUŞ YARI TARİKATLEŞMİŞ BİR TOPLULUK MU OLUNACAK? ŞU SÜREÇTE BÜYÜK SAVRULMALAR, KOPUŞLAR OLDU. Gereken yenilikler yapılmaz ise (daha da olacak) bunu birçok kişi detayları ile yazıyor ama değişen bir şey yok…
Nurcular ve Süleymancılar da öyle, onlar da yönetimsel değişimin önünde duramazlar. Fıtrat bunu istiyor, Adetullah bunu icap ettiriyor diye direnenler hem kendilerini hem kendilerine inanmış kitleleri bağlı oldukları zamanın rüzgarlarının esintilerine maruz bırakacaklar… Değişmek, dönüşmek cemaatleşmek durumundalar. Tarikatleşmişlikten kurtulmaları gerek. İşleyiş sistemi gerek… Taze kan gerek… Yönetimsel olarak bir yere, makama yapışıp ölünceye kadar orda kalmamak gerek, yeni istidatlara, nesillere yer açmak gerek. Aksi halde Üstad Bediüzzaman’ın dediği “EY ….…. İKİ AYAKLI MEZAR-I MÜTEHARRİK BEDBAHTLAR! GELEN NESLİN KAPISINDA DURMAYINIZ. MEZAR SİZİ BEKLİYOR, ÇEKİLİNİZ. TÂ Kİ, HAKÎKAT-İ İSLÂMİYEYİ HAKKIYLA KÂİNAT ÜZERİNDE TEMEVVÜCSÂZ EDECEK OLAN NESL-İ CEDİD GELSİN!” sözüne muhatap olurlar..
Yusuf Alp / 29.12.2020
留言