İLETİŞİM
16 HAZİRAN 2020
ARRIVAL (Geliş)
“Dil, medeniyetin temelidir. İnsanları bir arada tutan yapıştırıcıdır. Bir anlaşmazlık anında çekilen ilk silahtır.”*
Bir soru ile başlayayım. Konuştuğumuz dil mi düşünce şeklimizi belirler yoksa düşüncelerimiz veya dünya görüşümüz konuştuğumuz kelimeleri mi etkiler? Arrival (Geliş) filmi sadece bu sorulara ışık tutmakla kalmıyor, izleyenleri mistik bi düşünce yolculuğuna da çıkarıyor.
Uzay veya uzaylıları konu edinen filmler her zaman ses getirmiştir. Meşhur bi söz vardır “insan bilmediğine düşmandır” diye. Hadi ben bu sözü biraz daha genişleteyim: “İnsan değil sadece bilmediğine; tanımadığına, anlamadığına ve anlamaya çalışmadığı her şeye düşmandır.” Bu film de, bilmediği cisimlere ya da yabancı olduğu kelimelere karşı gardını alanlarla, karşıdakini anlamak isteyen bir grup insanın zamana karşı yarışını anlatıyor. Dilsel problemlerin neden olabileceği problemlere ışık tutuyor, aslında bunları çözmek de istiyor. Doğru kelimelerin yanlış yerlerde kullanılması durumunda hem yanlış anlaşılmalar doğabileceğine hem de ilişkilerin çıkmaza girebilme ihtimaline farklı tarzıyla mercek tutuyor Arrival yapımı. İletişim sayımızda tanıttığım “Şiddetsiz İletişim” kitabındaki “Yanlış anlaşılmalar insanları birbirine düşürebileceği gibi öfkeyi ve şiddeti de ortaya çıkarabilir” cümlesi bana göre Arrival’ın özeti.
Başrol Louise bi dil bilimci. Alanında uzman, bu yüzden de diller konusunda görüşleri alınan kadın bir dil profesörü. Sakin yapısının yanında karşısındakini anlamak isteyen bir karakteri var. Alanında uzman olmasının getirisi hayli fazla Louis’de. Nasıl mı? Bunu, filmdeki bilim insanı olan Ian’a söylediği bir cümle ile yanıtlamak istiyorum: “Onları onca soruya boğmadan önce onlarla konuşsak nasıl olur?” Gözlem yapmak ve iletişim kurmak Louis’in olmazsa olmazı. Uzaktan yorum yapmak yerine, ilk olarak uzaylıları görmek istemesi yapmak istediği gözlemin ve kurmak istediği iletişimin ilk adımı. Aslında Ian’ın Louise’e söylediği “Varlığından bile bihaber olduğum iletişim ağları kuruyorsun” cümlesinde saklı Louise’in iletişim sırrı. Bu sırrı öğrenmek, bana göre sağlıklı ve yapıcı bir iletişimde nelere dikkat edilmesi gerektiğini de gösteriyor.
Filme dair değinilecek çok nokta var, zira film hemcinslerinden farklı ve oldukça derin bir anlatıma sahip. Dil ve iletişim konusunun yanında zaman ve algı gibi konulara da derinlemesine değiniyor. Hatta bence filmde yer yer, kadın, erkek ve önyargı konularına ilişkin tespitlere rastlamak da mümkün. Tabi bu benim çıkarımım. İzleyip çözümlemek size kalmış.
Hepinize iyi seyirler…
*Arrival filminden bir cümle
Elifnur Takavcu