top of page

ÖNYARGI

6 NİSAN 2020

ERİN GRUWELL & RON CLARK

“Dünyayı değiştiriyoruz.” 

 

Bu ayki İnsan Portreleri köşesinde, eğitimlerinde uyguladıkları sıradışı teknikleri ile öğrencilerine ilham ve ümit veren iki öğretmeni konuk etmek istiyorum: Erin Gruwell ve Ron Clark.” 

 

Önyargı ve ırkçılık tabularını bulundukları sınıflarda ve okullarda tamamen yıkan bakış açıları ve eğitim teknikleri ile başta ülkeleri Amerika olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerine de ilham olmuş iki harika öğretmen kendileri. İkisinin de hikâyesi 1994 yılına dayanıyor. Erin Gruwell lise öğretmeni, Ron Clark ise ilkokul. Öğretmenlikteki ilk yılında Erin’in California/Long Beach’teki, Ron’un ise New York/Harlem’deki sınıfları okullarının en sorunlu ve kavgalı sınıflarıdır. Öğretme aşkı o kadar sınırsızdır ki her öğrenci birdir ikisinin de gözlerinde. Ne renk farkı gözetirler ne ırk farkı. Şimdi gelin, bu öğretmenleri kısaca tanıyalım.

Gruwell_Erin_PROMOPIC.jpg

Erin Gruwell  

Bu ayki film önerisi köşesinde bahsi geçen öğretmen Erin Gruwell. 24 yaşında başladığı öğretmenlik serüveni ırkçılık ve çetecilikle dolu bir dünyayla tanıştırır onu. Sınıfındaki öğrencilerin bu şiddet ve nefret dolu yanı, onu öğretmenlikte sınır tanımaz teknikler kullanmaya iter. Birbirlerini anlamaları ve görmeleri için oyunlar oynatmayı düşünür sınıfta. Bir beyaz öğretmen olarak, farklı etnik kökenlerdeki öğrencilerinin (özellikle de siyahî öğrencilerinin) his dünyalarını anlamaya çalışır. Silahlarla dolu dünyalarına kalemin gücünü yani yazmanın o eşsiz gücünü yerleştirmeye çalışır. Bu sebeple günlük tutmaları için defterler verir öğrencilerine. Yazmalarını ister. İçlerinden ne geliyorsa, ne yaşadılarsa ve ne hissediyorlarsa. Onları bu şekilde tanıyacağını düşünür ve yazdıkları günlükleri sadece kendisi okuyarak onların etraflarına, birbirlerine ve beyaz insanlara karşı paramparça olmuş güvenlerini yeniden inşa etmeye çalışır. 

Zaman geçtikçe sınıfta ırkçılık hakkında daha da fazla konuşurlar. Irk ve hak eşitliği üzerine belgeseller izlerler birlikte. Erin Hoca, çocuklar için istediği kitaplar ve yapmak istediği geziler için okul müdiresinin mali destek sağlamaması üzerine öğretmenliğin yanında iki ek işte daha çalışarak öğrencilerine yepyeni kitaplar alır. Kitap setleri hazırlar. Onların yaralarını gösteren, onlarla aynı acı merhalelerinden geçmiş başka milletlerden kişilerin de günlük tarzı kitaplarını okutur. Bu günlüklerden biri 13 yaşındaki Yahudi kızı Anne Frank’e aittir. Onun güncesi öğrencilere, ırkçılık zulmüne uğrayan başka milletlerin de olduğunu gösterir. Zulme uğrayan o insanlar ile lüks otellerde şık akşam yemekleri düzenler Erin Hoca. Öğrenciler, Nazi zulmünden kurtulan Yahudiler ile yemekler yerler. Hem de defalarca. Ve artık öğrenciler kendi bulundukları hayatla birlikte başkalarını da anlamaya başlarlar. Erin Hoca’nın hayâli olan “değişim hareketi” meyvelerini vermeye başlamıştır artık. 

Bunların yanında öğrenciler sınıfta kendi aralarında münazaralar düzenliyorlar. Okulda konuşma yapmak üzere insanlar davet ediyorlar ve gerekli olan mali finansmanı öğrenciler kendi düzenledikleri festivaller ile sağlıyorlar. Erin Hoca, öğrencilerine verdiği güven, samimiyet, saygı ve sevgi ile onlara eğitimi sevdiriyor. Akabinde; öğrenciler de, notları ve performansları arttıkça daha bir güveniyorlar kendilerine. Çocukların değişimlerini kutlamak için partiler düzenliyor Erin Hoca. Bunun sonucunda çocuklar, sınıfta ve okulda kendilerini güvende ve rahatta hisseden bireylere dönüşüyorlar. Sevgi ve eğitim, onları asıl olmaları gereken insanlar hâline getiriyor. Mezuniyetleriyle beraber ailelerinde hatta çevrelerinde ilk lise mezunu olan ve üniversiteye giden çocuklar oluyorlar. Müthiş bir başarı! Tüm bu olanları Erin Hoca “Dünyayı değiştiriyoruz” cümlesi ile özetliyor.

 

Öğrenciler yazdıkları günlükleri düzenleyip yayınlamak da istiyorlar, hakeza bu istekleri 1999 yılında The Freedom Writers Dairy adıyla kitaplaştırılıyor. Kitabın Türkçe çevirisi yok ama ileride biz, kitabı Türkçeye çevirmeyi düşünüyoruz. 1994 ve 1998 yılları arasında Freedom Writers, Prime Time Live, The View ve Good Morning America gibi programlar ile medyada büyük ilgi topluyor. 2007 yılında ise Erin Hoca ve öğrencilerinin hikâyesi Erin Hoca’yı Hilary Swank’ın canlandırdığı The Freedom Writers ismi ile filme uyarlanıyor.

 

1998 yılında öğrencilerinin (toplamda 150 öğrenci) mezun olmasıyla birlikte liseden ayrılan Erin Gruwell, bir müddet sonra  Freedom Writers Vakfı’nı kuruyor ve bu vakıf aracılığı ile sıradışı eğitim tekniklerinin çevre okullarda da öğretilmesi için çalışıyor. Ayrıca kendi serüvenini anlattığı iki tane Tedx konuşması da mevcut. Konuşmaların Türkçe altyazısı maalesef ki yok.

 

İngilizce izlemek için: https://www.youtube.com/watch?v=Thd8xw_poNo&t=912s

                                      https://www.youtube.com/watch?v=nDq9o9j3-CU

23154734-10156083733357780-5573868182581
gruwell1.jpg
Ron_Clark.jpg

Ron Clark

Konuşurken heyecandan yerinde duramayan ve gözlerinin içi her daim parlayan bir öğretmeniniz oldu mu hiç? Ron Clark, deyim yerindeyse bu tanımın vuku bulmuş hâli. Kendisi tıpkı Erin Gruwell gibi benzersiz eğitim metodları ile ün salmış bir öğretmen. Teknikleri normal müfredatın epey bir dışında. Çocuklarla çocuk olan, masa ve sandalyelerin tepesinde ders anlatan bir öğretmen Ron. Gecesini gündüzüne katıyor Harlem’deki öğrencileri için. Kâh uyumuyor kâh hastalanıyor. Hatta hastayken bile evde kamera yardımıyla derslerini anlatmayı bırakmıyor.

 

Sınıfına ilk öğrettiği değer “Biz bir aileyiz” teması oluyor. Aile bireyleri gibi hepsini birbirine bağlamak istiyor. Bir anlamda etnik yapısı çok farklı olan öğrencileri bir araya getirmeye çalışıyor ancak bu hiç de kolay olmuyor. Çocukları anlamak için evlerine gidip aileleri ile tanışıyor. Ev hâllerini görmek, izleyeceği yol hakkında önemli izlenimler ve fikirler veriyor Ron Clark’a. Metodlarını çocukların hobilerine göre tasarlıyor. Birisi kart oynamayı seviyorsa ona matematiği kartlar yardımıyla öğretiyor. Bir diğerine graffiti sanatına sevgisinden yola çıkarak yaklaşıyor. Yani, onların değer verdiklerine değer vererek yaklaşmak birinci önceliği.

 

Derslerini aşırı eğlendirici hale getiriyor çocukların dikkatini çekebilmek için. Eğlendirirken öğretiyor. Meselâ bir derste her 15 saniyede bir çikolatalı süt içiyor, tabi bu arada dersini de yapıyor. Ya da dersleri rap müzik haline getirerek ezberletiyor öğrencilere. Böyle böyle daha birçok teknikle dikkatleri dağınık olan öğrencilerin ilgisini çekmeyi başarıyor. Bunların dışında teneffüslerde onlarla ip atlıyor. Ders dışında da eğleniyor, vakit geçiriyor onlarla. Ders dışından da çocuklarla kafelerde buluşup derslerinde yardımcı oluyor. Onları onure edecek ve onlara güven verecek cümleleri özenle seçiyor. Değişimlerini kutlamak ve ileriki hedefleri için yine Erin Gruwell gibi kutlamalar yapıyor öğrencilerine. Onları gezilere, tiyatro ve müzikallere götürüyor. Hatta öğrencileriyle mezun olduktan sonra da görüşerek, birlikte çeşitli ülkelere gezilere gidiyorlar. Tabi bir yandan da kendi çocuklarını tanımayan veya onlardan ümidi kesmiş anne-babalara da derdini anlatmaya çalışıyor. Öğrenciler derslerinde başarılı oldukça ailelerin, çocuklarının eğitimine dair umutları ve ilgileri artıyor. İlk yılın (1994) sonundaki genel sınavlarda Clark’ın sınıfı derece yapıyor ve öğrencileri New York’un en iyi ortaokul ve liselerine gidiyorlar, tıpkı Erin Hoca’nın öğrencileri gibi.

 

Ron Clark, 2007 yılında bir arkadaşı ile Georgia eyaletinin Atlanta şehrinde normal müfredattan hayli farklı, kâr amacı gütmeyen özel bir okul olan Ron Clark Akademi’yi kuruyor. Başarısıyla adından sıkça söz ettiren Clark, zaman içerisinde Oprah Winfrey Show’a ve daha nice programa katılıyor. Hatta Harlem’deki sınıfındaki başarısı 2006 yılında “The Ron Clark Story” adlı filme de ilham oluyor. 2003 yılında yazdığı “The Essential 55: An Award-Winning Educator's Rules for Discovering the Successful Student in Every Child” kitabı ile ilham verici eğitimciler konusunda New York Times'ın en çok satan yazarları arasına girmiş. Kitap, 25 farklı dile çevrilmiş. 

 

Clark’ın Amerikan eğitim sistemi üzerine ait bir konuşmasını İngilizce olarak dinlemek için şu videoyu izleyebilirsiniz (ne yazık ki videonun Türkçe altyazısı henüz bulunmamakta): https://www.youtube.com/watch?v=HY8XkWVBEpc

Ron Clark.jpg
RonClark-Header-768x384.jpg

Başarının tesadüf olmadığını ve bunu gerçekleştirirken de bakış açılarının, fedakârlığın, emeğin, gayretin, güvenin, sevginin, saygının ve belki de en önemlisi herkese önyargısız bir şekilde yaklaşmanın ne denli önemli olduğunu gösteriyor bu iki öğretmen bizlere.

Değişimi insanın içinde başlatarak bir ülkeye umut olmak ve yol göstermek zaten ancak bu şekilde mümkün olabilir.

Topluma kazandırdığınız her bir fert için teşekkürler güzel öğretmenler!

 

 

 

Elifnur Takavcu

ent.enttak@gmail.com

bottom of page