top of page

LİDERLİK

7. KONU

Liderlerin Düştüğü Zihin Tuzakları 

 

“Problemi ortaya çıkaran zihniyetle o problemi çözemezsiniz.” 

- Albert Einstein 

 

Neden liderlik konusunu ele almayı seçtik?  Çünkü Hizmet Hareketi’nin (HH) en büyük sıkıntılarından bir tanesi kilit noktalarda bulunan insanların -özellikle kriz zamanlarındaki- başarısız yönetimi. Evet, ne söylediğimin farkındayım.  Halka yön verebilecek pozisyonlarda ve yönetimlerde olan insanların halka hitap ederkenki kullandıkları dile ve özellikle de 15 Temmuz sonrasındaki kriz yönetim şekillerine dikkat ederseniz ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.  Yapılan hatalar, hataları halı altına sürme çabaları, kutuplaştırıcı dil, çözüm arayan ve çözüm sunan insanları susturma çabası, ötekileştirme gayreti ve daha nice isabetsiz davranışlar… 

 

İşte bu yazıda, liderlerin veya (hak etmese bile) liderlik konumuna oturtulmuş insanların sıklıkla düştüğü 5 zihin tuzağı* üzerinde duracağım. 

 

Bunlar sırasıyla şöyle:

1- Basit bir Hikaye Tuzağı (Trapped by a Simple Story)

2- Doğruluk Tuzağı (Trapped by Rightness)

3- Mutabakat Tuzağı (Trapped by Agreement)

4- Kontrol Etme Tuzağı (Trapped by Control)

5- Enaniyet Tuzağı (Trapped by Ego)

 

Şimdi sırasıyla bunları biraz daha açacağım: 

1. Basit Bir Hikaye Tuzağı

 

“Basit bir hikayeye inanma arzusu sizi gerçek olana karşı kör eder.”

 

Bir problemle karşılaştığımızda veya bir olay yaşadığımız zaman o hadiseye bir mana yüklemek için onu bir hikâyeye uyarlarız.  Her hikâyede olduğu gibi kafamızda oluşturduğumuz bu hikâyenin bir başlangıcı, ortası ve sonu vardır.  Problemlerimizi tanımlarken ve anlamaya çalışırken de bu şekilde yaklaşır, olaylar arasında sebep-sonuç bağlantısı kurarak bir ders çıkarır ve ona göre de gerektiğinde bir çözüm oluştururuz.  Bu tip düşünce yapısı ve olaylara yaklaşım yöntemi her ne kadar bazı problemler ve yaşadığımız hadiseler için işe yarasa da kompleks sistemlerde tam tersi bir etki yaptığı ve olayları daha da içinden çıkılmaz bir hale getirdiği bilinmektedir.  İşte, özellikle de içinden çıkılması zor anlaşmazlıklarda (intractable conflict) yapılan en büyük hatalardan bir tanesi, çok karmaşık bir yapıda olan anlaşmazlığı sanki basit bir sebep-sonuç ilişkisi gibi görerek ona göre müdahale etmektir.  Anlaşmazlıklar çok daha karmaşık bir hâl aldığında ise bu yanılgıya düşme olasılığı daha da yüksektir. 

 

Yaklaşık bir yıldır düzenli olarak gerek sosyal medyada gerekse de yerelde HH içindeki hareketliliği gözlemliyorum. İnsanların en sık düştükleri yanılgılardan bir tanesi bu.  Özellikle de lider konumuna getirilmiş insanlar HH gibi kompleks bir sistemin içinde bulunduğu durumu sebep-sonuç hikâyeleriyle tanımlayıp ona göre müdahale ettikleri zaman işler daha da karmaşık bir hâl alıyor.  Kimisi “yolun kaderi bu” deyip halka sabır boncukları dağıtıp başka alternatiflere kapısını kapatırken kimisi de problemler duyulmazsa ve konuşulmazsa bir gün eski günlere geri dönüleceği, hatta daha iyi olacağı hikâyeleri ile yaşıyor.  Kendisini buna inandırdığı için de algıda seçicilik tuzağına düşüyor ve sadece kendi inandığı hikâyeyi destekleyici bilgilerin düşünce süzgecinden geçmesine izin verirken aksini gösterecek fikirleri es geçiyor veya daha da ileri gidip tepki gösteriyor. 

 

Peki bu zihin tuzağından kurtulmanın yolları nelerdir?  Birincisi; alternatif fikirlere açık olmak ve kafanızda oluşturduğunuz hikâyenin yanlış olabileceği ihtimâlini göz önünde bulundurarak başka olasılıkların da olabileceğini düşünmek.  Bunun için de arkadaş çevrenizde, istişare halkanızda sizden farklı düşünen insanların olması, farklı jenerasyondan ve cinsiyetten insanların bulunması çok önemli. 
 

2-  Doğruluk Tuzağı 

 

“Ben bunun doğru olduğunu hissediyorum. Hislerim beni yanıltmaz.”

 

Lider konumundaki insanların sıklıkla düştükleri tuzaklardan bir tanesi de doğruluk tuzağıdır.  Her şeyi bildiğini sanma ve bildiğini sandığı şeye kat’i derecede kendini inandırma ve bunu sorgulayacak her türlü teşebbüsü reddetme.  Bu zihin tuzağına düşen insanlar aldıkları kararların realitede doğru olup olmadığını sorgulamaz, sorgulatmaz ve sadece hislerinin doğrultusunda hareket eder.  Hislerinin realite olduğu yanılgısına kapılırlar. İstişare etme, akıl danışma gibi bir durum onlar için pek söz konusu değildir.  Daha tehlikelisi de doğruluğuna inandığı bir şeyi otoritesini kullanarak başkalarına dayatmasıdır.  Kendini doğrucu gören liderler beraberinde çalıştığı insanlara da ona göre davranırlar.  Fikirlerini eleştiren veya alternatif sunan insanları şükürsüz, problemli veya her şeyi eleştiren kişiler olarak görürler ve yargılarlar.  Ona göre yaptığı iş veya aldığı kararlar isabetlidir ve insanlar da bundan memnun olmalıdır.  Bunu halk diliyle ifade edecek olursam: “Siz ne derseniz deyin o yine kendi bildiğini okur.” 

 

Peki doğruluk tuzağına düşmemek için neler yapılabilir?  Birincisi, kendi doğrularınızı sorgulamak ve aldığınız kararlarda yanılma payı bırakmak.  Kendinizin de hata yapılabileceği ihtimâlini göz önünde bulundurup düşüncelerinizi düzenli olarak gözden geçirip size boynunuzdaki akrebi söylemekten çekinmeyecek arkadaşlar edinmek.  Bir diğeri ise, karşınızdaki bireyi dinlemesini öğrenmek.  Bir kişi size geri dönüşüm verdiğinde veya bir şey söylediğinde ona karşılık vermek için değil de onu anlamak için dinlemek.  Eğer karşılık vermek için dinlersek bize söylenilenden hiçbir ders çıkaramayız  ve kendi bildiğimizin doğru olduğu inancıyla yaşamaya devam ederiz. 
 

3- Mutabakat Tuzağı

 

“Bizimle aynı fikirde değilsen bizden değilsin.”

 

Hizmet Hareketi içindeki sıkıntılardan bir tanesi de lider pozisyonunda bulunan insanların mutabakat tuzağına düşmesi.  Bunun sonucunda da kendileri gibi düşünmeyen, olaylara kendi bakış açılarından bakmayan veya değerlendirmeyen insanların ötekileştirilmesi.  İşte bu zihin yapısı HH içindeki kutuplaşmaya neden olan en büyük sebeplerden bir tanesidir.  Kendileri gibi düşünmeyen insanlara yapılan yakıştırmalar (ayağı kaydı, kaybedenlerden oldu, hain vs.) birçok insanın HH’den veya felsefesinden fiili veya manevi olarak uzaklaşmasına sebebiyet vermiştir. 

 

Mutabakat zihin tuzağına düşen insanlar birlikte çalışabilmek ve bir ahenk içinde yaşayabilmek için aynı düşüncede olunması gerektiği yanılgısı ile yaşarlar.  Farklı düşünce yapısındaki kişi veya kişileri düzene karşı bir tehdit olarak görürler.  Birliklerini korumak ve saltanatlarını devam ettirmek için de “onların yazdıklarını okumayın, söylediklerini dinlemeyin, sosyal medyada takip etmeyin” diye yedi cihana haber salarlar.  Maalesef, bu zihin yapısından dolayı kendileri gibi düşünmeyen insanlara barınma hakkı tanımadıkları için her geçen gün kendilerini daha da yalnızlaştırır ve dairelerini küçültürler. 

 

Peki bu zihin tuzağına düşmemek için nelere dikkat edilmeli?  Birinci olarak, anlaşmazlıklardan kaçmamak ve onlarla yüzleşmekten çekinmemek gerekiyor.  Anlaşmazlık zamanları -eğer doğru yönetilirse- hem kişilerin, hem de toplulukların kendilerini yenileme ve ilişkileri daha da sağlamlaştırması için bir fırsattır aslında.  Bunu başarabilmek için de daha önce belirttiğim gibi insanların birbirlerini dinlemeyi öğrenmesi gerekiyor.  Dinlemiş olmak için veya cevap vermek için değil, birbirini karşılıklı olarak anlamak üzere dinlemeyi hayat felsefesi haline getirmek gerekiyor. 

 

Bir de şunu aklımızda tutmakta fayda var, kompleks ve her şeyin hızla değiştiği bir dünyada yaşıyoruz.  Arada nesil ve kültür farklılıkları var. Bununla birlikte, insanların bakış açılarının, hayat tecrübelerinin ve alınan eğitimlerin getirdiği farklılıklar var.  Bu kadar hızlı değişen bir dünyada insanların bakış açılarında farklılıklar olması ve olaylara farklı yaklaşmaları gayet doğal.  Yani; birbirimize iyi davranmak, beraber çalışmak veya arkadaş olabilmek için her şeyde aynı fikirde olmak zorunda değiliz. 


 

4- Kontrol Etme Tuzağı

 

Kontrolü kaybetme korkusu da lider konumundaki insanların sıklıkla düştükleri tuzaklardan bir tanesi.  HH içinde ise bunun örneklerini zaten görmekteyiz.  Bazı insanlar bu zihin tuzağına kendini çok fena halde kaptırmış durumda.  Hâla daha bazı kişiler HH’nin kompleks bir sistem haline dönüştüğünü ve bu kompleks sistemin üç-beş adamla idare edilemeyeceği/edilmemesi gerektiği gerçeğini henüz kabul edebilmiş değil.  Sürekli kontrol etmeye, insanlara emir yağdırmaya ve dikta etmeye alışmış bu zihniyet, elinde bulundurduğu gücü kaybetme korkusu ile insanları hayretlere düşüren ve “bu kadar da olmaz!” dedirtecek türden hâl ve davranışlar içine girmekten de çekinmiyorlar. 

 

Peki bu durumdan nasıl kurtulunur?  İnsanları kontrol etmeye çalışmak yerine onlara ilham vermek ve rol model olma yolunu tercih etmek isabetli bir yol.  Ama tabii, güç zehirlenmesi yaşamış, makam ve mansıp altında ezilip kalmış insanlar bunu başarabilir mi?  Başarabilecekler mi?  Bunu zaman gösterecek


 

5- Enaniyet Tuzağı

 

Enaniyet tuzağı ise, kişinin kendini kemale ermiş olarak görmesi ve buna kendini inandırıp yeniliğe ve gelişime kapalı yaşama halidir.  Bu durum sabit fikirli insanlarda görülen bir durumdur.  Kendilerini yeterli gördükleri için de değişime açık değildirler.  Bir pozisyona veya makama geldikleri zaman kimliğini o konum ile bütünleştirir ve onu kaybederse her şeyi kaybedeceği korkusuyla yaşamaya başlarlar.  Bundan dolayı da bulunduğu konumu korumak için yoğun bir enerji ve çaba sarf ederler.  Sürekli kendilerini ortamdaki en akıllı insan gibi göstermeye çalışırlar.  O olmazsa işler yürümezmiş gibi bir hava estirir ve insanları kendilerine bağlamak için çeşit çeşit entrikalar içine girebilirler. 

 

Bu durumdan nasıl kurtulunur?  Değişime ve yeniliğe açık olmak bunun en önemli ilacı.  Bunun yanında kişi kendini devamlı sorgulamalı.  Ne oldum değil de ne olacağım sorusu ekseninde hayatını idame ettirmeli. 

 

Son olarak; hızla değişen kompleks bir dünyada yaşıyoruz.  Haliyle karşılaştığımız bütün anlaşmazlıkları ve problemleri sebep-sonuç ekseninde değerlendirmek isabetsiz sonuçlar doğuracaktır.  Kompleks bir sistemde anlaşmazlıkları çözmek için ise, kompleks düşünebilen (complex thinking) liderlere ve insanlara ihtiyaç var. 


 

Kaynak:

* Berger, J.B. (2019). Unlocking Leadership Mindtraps. Stanford, California. Stanford University Press. 

 

 

Fatma Susan Tufan

fatmasusantufan@gmail.com

Diğer ANA YAZI’ların linklerini yayın sırasına göre aşağıda bulabilirsiniz.​

 

7. Sayi: LİDERLİK 

6. sayı: İLETİŞİM - Mitigated Speech (Yumuşatılmış Anlatım)

5. sayı: ERKEK - Sevginin Işığında Değişim
4. sayı: ÖNYARGI - Sen Beni Yanlış Anladın (!)

3. sayı: KADIN - Öteki

2. sayı: İÇSELLEŞTİRİLMİŞ EZİKLİK ve İÇSELLEŞTİRİLMİŞ AYRICALIK - Taban ve Tavan 

​1. sayı: HAYSİYET - Haysiyet

bottom of page