top of page

ERKEK

10 MAYIS 2020

MASK-Home-Discussion-ToolKit-Thumbnail-7

The Mask You Live In (Maskeyle Yaşamak)

 

“Hayatımıza dokunanlar, doğamıza sadık kalmamıza yardım ederlerse maskeler kalkar.”*

 

Bu ayki film önerisi köşesinde bir belgeseli ağırlayacağımızdan bahsetmiştik. Filmdense bir belgeseli tercih etmemizin iki nedeni var. Birincisi; erkeklerin his dünyasını ve ataerkil kültürü anlatan film sayısının çok ama çok kısıtlı olması veya erkek temalı filmlerin ataerkil kültürün erkeklere olan zararlarına kıyıdan köşeden değiniyor oluşu. İkincisi ise; belgesellerin gerçekler hakkında çok daha objektif, istatiksel verilere ve uzman görüşlerine dayanıyor oluşu.

 

Belgesele, ataerkil kültür yapısına esir erkeklerin his dünyalarını yansıtmasından dolayı “Maskeyle Yaşamak (The Mask You Live In)” isminin verilmesi, biçilmiş kaftan olmuş. Zira, ataerkil kültürde yetiştiği için bu kültürün etkisi altına giren birçok farklı yaş grubundan erkeğin yaşadıkları hayatlar çerçevesinde oluşan duygu ve düşünceleri, onları asıl olmaları gereken kişilikten ziyade bambaşka bir karaktere büründürüyor. Belgeselin ana teması da bu erkeklerin ataerkil kültürden nasıl ve ne derece etkilendiklerini anlatan hikâyeler etrafında örgüleniyor. 

 

Belgeselde kadın ve erkek birçok pedagog, psikolog, eğitimci, öğretmen, psikiyatr ve araştırmacının görüşleri, araştırmaları ve vardıkları sonuçlar hem çok önemli hem de çok acı. Bu uzmanlar Amerikalı ve her ne kadar Amerikan toplumundaki erkekler üzerine konuşsalar da, söylediklerinin birçoğu başka milletlerin erkeklerinde de görülebilir türden saptamalar. Konuşmalar arasında verilen araştırma sonuçları hayli ürkütücü. Şiddet, öldürme/yaralama, taciz, tecavüz, cinsel ve duygusal istismar, alkol kullanımı, madde bağımlılığı ve intihar problemleri üzerine saptanan veriler, ataerkil kültür yapısının erkeklere verdiği zararı göstermesi bakımından maalesef ki çok çarpıcı ve çok üzücü. Ataerkil kültürün ağına kapılmış erkekler zaman içerisinde duygularını, üzülme, ağlama ve sevme yetilerini kaybedebiliyor ve çevresine de belli bir raddeden sonra zarar verebiliyor. Çünkü, ataerkil düşünce yapısının maskülenliği kanıtlama çabası, saygınlığı koruma, güç, para, şiddet, kadını nesne konumuna koyması gibi daha birçok neden erkekleri yukarıda saydığım kötü sonuçlara itebiliyor. 

 

Belgeselde en çok dikkatimi çeken konulardan bir tanesi kadına karşı şiddetin Amerikan halkı gibi diğer milletler için de ortak büyük bir sorun olması. Buna ilişkin, yetişkin erkeklerden biri olan Cody şöyle diyor belgeselde: “Bizim ailemizde çok ama çok fazla fiziksel şiddet vardı. Hatta babama dair ilk anım, annemi dövdüğü andı!”  Şiddetin, gücü ve iktidarı göstermesi erkekleri maalesef ki şiddet yoluna itebiliyor. Hatta bazen şiddet; kendini kanıtlama çabası ve saygınlığı korumaya dönüşürse, bir insanı öldürmede beis görmeyecek raddeye getirebiliyor bir erkeği. Kadın cinayetleri ya da okul baskınıyla onlarca cana kıyma da, bunun sonuçlarından biri oluyor ne yazık ki! 

 

Belgeseldeki uzmanların görüşleri, kadına karşı şiddetin Amerika’nın genele yayıldığı yönünde. Ben, buna ne yazık ki Türkiye’yi de ekledim izlerken. Özellikle de, kadına karşı şiddetin ve öldürmenin tavan yaptığı şu son birkaç yıl geldi aklıma. Kadına karşı şiddetin bir kültür gibi algılanmasının ve bunun içselleştirilmesinin ataerkil toplum yapısının ürünü olması, sanırım kadınlar kadar erkekler için de çok kötü bir neden-sonuç ilişkisi. Belki de erkeklerin yüzlerindeki maskeyi çıkarması bu durumun da bitmesini sağlayacak. Belgeselin amacı biraz da buna yönelik.


Erkeklerin kendilerini bu hale getiren (ya da getirebilecek olan) ataerkil yapıyla yüzleşmeleri gerekiyor. Çünkü yüzleşmek, empatiyi de beraberinde getiriyor. Yüzleşmek bir yandan da kişiyi düşünmeye sevk ederken, akabinde de karşıdakini anlamaya zemin hazırlıyor. Tüm bunlar ise, erkeklerin (varsa) ataerkil kültür kaynaklı olan duygusal ve ruhsal yaralarının iyileşmesine imkân sağlayabiliyor.

 

Maskelerin çıkması (veya düşmesi adına) belgeselde konuşan eski bir Amerikan futbol koçu olan Joe Ehrmann’ın söyledikleri ise çok manidar: 

 

“Herkesin yolculuğu, kalbi nasıl beyne bağladığı ile ilgilidir. Gerçek benliğini nasıl yaşamaya başladığı ile. Erkekleri zihinlerinden çıkarıp kalplerine götürmeliyiz.”


 

  • Belgeseli; Amazon Prime, Youtube, Vudu, Google Play ve iTunes programlarından İngilizce olarak seyredebilirsiniz.

 

 

Herkese iyi seyirler...

 

*Maskeyle Yaşamak belgeselinden bir kesit.


 

Elifnur Takavcu

ent.enttak@gmail.com

bottom of page